Asıl ismi Niyazi Birinci olan yazar kendisini şöyle anlatıyor:
“Özgeçmiş nedir ki? Özgeçmiş önemsiz bir ayrıntıdır. Zaten benim kuşağın (1945 doğumluların) öz geçmişi filan da yoktur. Yirmili yaşların son kertesine doğru gazeteciliğe başladım (Temmuz 1971). Önümde büyük hedefler, yüreğimde heyecanlı çırpıntılarla yıllar boyu yazdım. Gecem gündüzüm bir birine girdi. Uykuda bile yaşadım. Benim için yazmak, sevmek ve yaşamaktır.
Romanlarıma ‘tarihî roman’ dediler, ama ben onları hiçbir zaman öyle görmedim. Bence yazdıklarım tarihî roman değil, bendeniz tarihin romanını yazıyorum. Yani tarihî olguyu romanlaştırıyorum.
Yıllar boyu sorularımı kendime sakladım. Kimselere açamadım. Açamazdım, çünkü bazı sorunları düşünmek kadar sormak da yasaktı. Sorularınız gırtlağınıza dizilir, soluksuz kalırdınız. Yıllar boyu soluksuz kaldım. Soluksuzluk aslında yeni bir soluktur. Ben nefesim daraldıkça düşünüyor, hayatla ölüm arasındaki ince çizgide varlık arıyordum. Kalıplar işte o çizgide kırıldı. Kitaplarım o çizgide doğdu. O çizgide kitaplaşmaya başladığımı hissettim. Hayat, hayal ile o çizgide iç içe girdi.
Kitaplarım benim sığınaklarımdır. Onlarla yalnızlıktan kurtulurum. Kendimi hâlâ satırlarda çözmeye çalışır, geçmişimin en görkemli hikâyelerini sayfalarda ararım. Bir bakıma her kitabım, kayıp özgeçmişimi yazar.
Kitaplarımla ben ortak bir hikâyenin parçalarıyız. Özellikle tarih üzerine yaptığım çalışmalar, yayınladığım kitaplar, verdiğim konferanslar 20 Kasım 2004’te bana ‘Tarihi Sevdiren Adam’ unvanını kazandırdı. Bu, hayatım boyunca aldığım en güzel ödüldür. Zaman içinde roman, hikâye, çocuk kitabı, araştırma, oyun, senaryo ve fikrî eserler olmak üzere, yüzlerce çalışmaya imza attım çok şükür. Ulusal bir radyoda ‘Hayatın Yorumu’ başlıklı güncel yorumlarımı, televizyon programlarımı, günlük bir gazetede köşe yazarlığımla gazeteciliğimi sürdürdüm, birçok projeye danışmanlık yaptım.
Kısacası, kitaplarımla ben ortak bir serüveniz.”
21 Ocak 2021 tarihinde İstanbul’da vefat eden Yavuz Bahadıroğlu Eyüpsultan haziresine defnedilmiştir.
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu